Saygun müziğindeki şifre nasıl çözüldü? “Saygun Akoru” ve bestecinin makamlarla ilişkisi üzerine beş yazarın çalışması sanal ortamda yayımlandı.

https://www.dr.com.tr/ekitap/saygun-muziginde-makam-soyutlamalar

 

https://www.sanattanyansimalar.com/saygun-muziginde-makam-soyutlamalari/7408/

 

Ahmet Adnan Saygun (1907-1991), ölümünün üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına karşın, geride bıraktığı sıra numarası verilmiş 76 yapıtının neredeyse herbirinde, yeni bir şeyler keşfedilen, müziğinin derinliklerindeki anlamların çözülmeye çalıştığı bir bestecimiz. Saygun’un eski Türk makamlarından esinlendiği bazı yapıtları Avrupa’daki topluluklar tarafından seslendirilerek uluslararası kayıt dağarına da kazandırıldı. Saygun’un makamlarla ilişkisi konusunda önemli bir müzikolojik çalışma yapıldı ve “Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları” başlığı altında Pan Yayınevi tarafından sanal ortamda yayımlandı. (https://www.dr.com.tr/ekitap/saygun-muziginde-makam-soyutlamalar)

 

Bu önemli araştırmanın yürütücüsü Prof. Dr. Türev Berki, kitap fikrinin ilk ortaya çıkışı, gelişimi ve içeriği konusunda sorularımızı yanıtladı. 

 

Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları başlıklı beş yazarlı çalışma nasıl ortaya çıktı?

 

Bu çalışmanın fikirsel temeli, neredeyse 30 yıl öncesine uzanıyor. 1990’lı yıllarda, Saygun’un Aksak Tartılar Üzerine On Etüd (1938) ve Aksak Tartılar Üzerine On İki Prelüd (1945) başlıklı albümlerini repertuvarıma aldığımda, yapıtların pek çok yerinde tekrar eden bir akor dikkatimi çekmişti. Çocukluk yıllarından beri, çalıştığım eserlerde aklıma takılan her soruyu not ettiğim bir defterim vardır. Deftere şu soruyu yazmışım:

 

Prelüd 2’nin sonu: La-re-fa-sol diyez. Neden bu akor? Bunun özel bir anlamı var mı?”

 

O dönem, çevremdeki bestecilere ve müzik teorisyenlerine bu soruyu yönelttim. Aldığım yanıt -çoğunlukla- şuydu:

 

Bu, Saygun’un neo-klasik yaklaşımının bir sembolü olabilir.”

 

Ancak, bu cevabın beni pek de tatmin etmediğini söylemeliyim.

 

 Dr. İsmet Karadeniz ve Prof.Türev Berki

 

Yıllar sonra, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Teorileri Anabilim Dalı’nda, sevgili İsmet Karadeniz’in yüksek lisans tez danışmanı oldum. Olası tez konularını tartışırken, kendisine bu akordan bahsettim. Çok ilgisini çekti; birlikte çalışmaya başladık. Matematiksel bir yaklaşımla x(3 3 5)x(3 5 3) ve x(5 3 3) olarak tanımladığımız ve “Saygun Akoru” adını verdiğimiz üç akor tipi bulduk. Değerli meslektaşım, besteci Özkan Manav ile İstanbul’da yaptığımız görüşme ise, tez için bir dönüm noktası oldu: Akorun kökeni Bestenigâr makamı idi!

 

Bu keşiften sonraki paydaşlarınızı nasıl seçtiniz? İş bölümünü nasıl yaptınız?

 

Bu ilk keşif, giderek “Saygun müziğini anlama” tutkusuna dönüştü bizim için. O denli ki, -kurucusu olmaktan büyük mutluluk duyduğum- Müzik Teorileri Anabilim Dalı’nın temel çalışma alanlarından biri hâline geldi Saygun. Değerli meslektaşlarım Cenk Güray ve Ferhat Çaylı’nın da katılımıyla, bir Analiz Grubu oluşturduk ve Saygun müziğine dair yaptığımız çalışmaların sonuçlarını kitaplaştırmaya karar verdik. Elbette, bu proje sevgili Özkan Manav’sız düşünülemezdi!

 

İlk bölümün, -genel anlamda- “Saygun müziğini anlama kılavuzu” işlevi görmesini ve kitaptaki diğer analizler için tam bir kuramsal çerçeve oluşturmasını tasarladım. Bölümü, Saygun’un son dönem öğrencileri arasında yer alan Özkan Manav kaleme aldı ve bu harikulâde çalışmasına “Saygun Müziğinin Genetik Kodlarına Doğru” adını verdi.

 

İkinci bölümde1, yukarıda sözünü ettiğim “Saygun Akoru”nu ele aldık.

 

Üçüncü2, beşinci3 ve yedinci4 bölümler; –Kerem Operası, Opus 34 Piyano Konçertosu ve Aksak Tartılar Üzerine On İki Prelüd başlıklı albümde yer alan 7. Prelüd örnekleminde- eser analizlerine ayrıldı.

 

Cenk Güray, kitaba müzikolojik perspektif kazandırma amacıyla kaleme aldığı altıncı bölümde, Saygun’un halk müziği tahayyülünü şekillendiren kültürel ortamı irdeledi.

 

Kitabın tam ortasında yer alan dördüncü bölümü ise, Saygun’un kendi sözlerine ayırmaya karar verdik: Benim Gözümden Makam. İstedik ki, kitapta yer alan analizlerin dayanak noktasını bizler değil, O anlatsın okurlarımıza…

 

Çalışma, Saygun’un son yapıtına kadar tüm yapıtlarını kapsıyor mu?

 

Kitapta yer verilen bulgulara, Saygun yapıtlarının tamamı analiz edilerek ulaşılmadı. Bunun istisnası, ikinci bölümdür (Bir Akorun Anatomisi). Bununla birlikte, “Saygun’un makamları nasıl (ya da hangi yaklaşımla) soyutladığı” sorusuna tatmin edici bir yanıt verildiğini söyleyebilirim.

 

Bu noktada, yeni tamamlanmış bir başka çalışmadan söz etmekte yarar görüyorum. Hacettepe Müzik Teorileri Anabilim Dalı’nda yüksek lisans tezini kaleme alan Refikcan Taşar, bu çalışmada, bestecinin tamamlanmış son eseri olan Opus 76 Piyano Sonatı’nı analiz etti ve yapıtta oldukça kompleks bir makam soyutlama örgüsünü ortaya çıkardı. (Tez Başlığı: Bir Düalite Ekseninde Beş Analiz: Saygun, Opus 76”, Danışman: Prof. Dr. Türev Berki)

 

Vardığınız sonuç nedir? Makam soyutlamaları olmasaydı, Saygun müziği olabilir miydi?

 

Makam soyutlamaları, Saygun müziğinin en temel karakteristik özelliklerinden biri. Dolayısıyla, içinde makam soyutlamaları olmayan bir bestecilik anlayışının Saygun’a ait olması mümkün görünmüyor.

 

Yaptığınız bu çalışmaya yurt dışından ilgi var mı? Kitabın yurt dışında yayımlanması söz konusu mu?

 

Saygun Akoru’nu, İsmet Karadeniz’le birlikte, 2018’de Trabzon’da düzenlenen uluslararası bir sempozyumda5 bildiri olarak sunmuştuk, Anatomy of a Chord başlığıyla. Toplantıya dış ülkelerden katılan bilim insanları, elde ettiğimiz bulguların İngilizce bir kitap olarak yayımlanması konusunda bize destek sözü verdiler. Ancak, Saygun Müziği üzerine çalışmalarımızın olgunlaşması için zamana ihtiyaç vardı ve ilk aşamada Türkçe bir kitap yayımlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktı. Bugün geldiğimiz noktada ise, kitabı, değerli meslektaşımız Yiğit Aydın’ın da katılımıyla İngilizce olarak kaleme almanın zamanının geldiğini düşünüyorum.

 

Kitabın sanal ortamda yayımlandığını rastlantı sonucu öğrendim. Kitabın tanıtımı konusunda bir çalışma yapmadınız sanırım.

 

Babam ODTÜ Matematik Bölümü’nde Cahit Arf’ın asistanıydı. Yıllar sonra, Cahit Hoca hakkında bir kitap yazıldı, “Anlamak Tutkunu Bir Matematikçi” başlığıyla. Bu bir tesadüf değildi. Gerçekten de Cahit Hoca, -neredeyse her konuşmasında- en büyük tutkusunun anlamak olduğunu söylerdi.

 

Bu kitabın yazarlarının da yaklaşımı aynı doğrultuda. Hepimiz, “müziği anlama ve anlamlandırma” tutkusuyla çok ve titizlikle çalışan bireyleriz. Bu tutkunun yanında, kendimizi tanıtma, şöhret olma gibi heveslerin hiçbiri ilgi çekici değil. Bu sebeple, -müzikle ilgili hiçbir spekülasyona dahil olmadan- sadece çalışıyoruz. Zira insan ömrü sınırlı ve daha keşfedecek çok şey var. En büyük dileğim, bu yöndeki çalışmalarımızı devam ettirmek; Türk müzik teorisi ve müzikolojisine katkı sağlamak.

 

Bizler için, Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları’nın, müzik camiasıyla sizin aracılığınızla buluşuyor oluşu son derecede önemli ve değerli.

 

ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN

4 Ağustos 2023, Kaş

BEŞ YAZAR KİMDİR?

 

Prof. Dr. Türev Berki

1970’te Ankara’da doğan Türev Berki’nin konser piyanistliği öğrenimi, dünyaca ünlü piyano ikilisi Elif ve Bedii Aran’ın hocalığı altında gerçekleşti.

 

Türev Berki, 1982’de Almanya’da düzenlenen 29. Uluslararası Steinway Piyano Yarışması’nda birincilik ödülünü kazandı. 1983’te İtalya’da katıldığı Senigallia Uluslararası Genç Piyanistler Yarışması’nda ise ödüle lâyık görülen beş yarışmacı arasında yer aldı.

 

1993’te, Türkiye Cumhuriyeti’nin 70. Kuruluş Yıldönümünü etkinlikleri kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’ne kültür elçisi sıfatıyla davet edilerek Washington D.C.’de bir resital verdi. 2001’de, Moons and Stars Project organizasyonu çerçevesinde, New York’un ünlü konser salonu Carnegie Hall’daki performansı geniş yankı uyandırdı.

 

1991, bu tarihten sonraki meslek yaşamını “piyanist ve müzik teorisyeni” olarak farklı bir perspektifte sürdürme kararını aldığı yıl oldu. Bu kararın ardında; akademisyenliğin, üniversitede görevli matematikçi bir baba ve hukukçu bir annenin oğlu olarak, öteden beri ilgi duyduğu bir yaşam biçimi oluşu ve müziği anlama tutkusu yatmaktaydı.

 

Prof. Dr. Türev Berki, müzik analizi konusuna odaklanan çalışmalarını, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müzik Teorileri Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak günümüzde de sürdürmektedir. Kurucusu olduğu bu Anabilim Dalı, ülkemizde Batı Müziği Teorisi ve Türk Müzik Teorisi’nin aynı çatı altında ve eşit önemde incelendiği tek akademik birim olma özelliğini taşımaktadır.

 

Uluslararası arenada büyük prestiji olan Steinway Sanatçılığı ünvanına sahip olan Türev Berki, 1997’de Junior Chamber International tarafından Kültür Alanında Türkiye’nin En Başarılı Genci olarak ilan edilmiştir. Sanatçı ve bilim insanı olarak edindiği farklı kimlik ve kazandığı uluslararası ödüller nedeniyle, Türev Berki’nin adı, bugün Hacettepe Üniversitesi Onur Holü’nde yer almaktadır.

 

Prof. Dr. Özkan Manav

 

20 Mayıs 1967’de Mersin’de dünyaya gelen Ali Özkan Manav, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Ahmed Adnan Saygun ve İlhan Usmanbaş’la kompozisyon çalıştı. Bestecilik öğrenimini Boston Üniversitesi’nde Lukas Foss ve Marjorie Merryman’le 1996-99 yılları arasında yürüttüğü doktora çalışmalarıyla tamamladı. 1991 yılından bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda ders vermektedir.

 

Sforzandolar adlı orkestra yapıtının ilk seslendirilişi 1999 yılında Münih’te, musica viva konser dizisi kapsamında Bavyera Radyosu Senfoni Orkestrası’yla yapıldı. Portamento lento adlı orkestra müziği 2002 yılı Deutsche Welle Kompozisyon Ödülü aracılığıyla Bonn’da, Beethoven Festivali’nde seslendirildi. Orkestral ses dünyasında yorumladığı Ali Ekber Çiçek’in Haydar Haydar deyişi 2017 yılında Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın Avrupa turnesinde, 2021 yılında Londra Filarmoni Orkestrası’nın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeni konser salonunda ve İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışında verdiği konserlerde seslendirildi. 2022 yılında Besteciler, Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği-BESOM tarafından “Yılın Bestecisi” ödülüne layık görüldü.

 

Kompozisyonlarında yüzeyde birbirine uzak, birbiriyle bağdaşmaz görünen müziksel/kültürel öğeler arasında derinlerde yatan bağları araştırmayı sever. Müziği, yaşamsal gücünü çeşitlilik ve karşıtlıktan alır. Müzikte bir dizi düaliteyi –kültürel, tarihsel olsun, yapısal, tınısal, mekânsal, akustik olsun– potansiyel olarak doğurgan bulur.

 

Dr. İsmet Karadeniz

 

1986 yılında Ordu’da doğdu. Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde başladığı öğrenimini 2009’da yarıda bırakarak Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Anabilim Dalı lisans programına başvurdu ve buradan “Gadamer’in Felsefî Hermeneutiğine Göre, Programlı Müzik Eserlerinin Anlaşılabilirliği Üzerine” projesiyle 2013 yılında mezun oldu. Lisansüstü öğrenimine Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde müzik teorileri alanında devam ederek, “Bir Saygun İmzası: [3,5,3]” başlıklı tezi ile 2016’da yüksek lisans ve “Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları: Piyano Konçertosu, Op. 34, I” başlıklı tezi ile 2020’de doktora derecelerini aldı. 2015-2022 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda “Batı Müziği Teorisi” ve “Müzik Performansı Analizi” dersleri vermesinin yanında, 2007 yılından bu yana pek çok müzik topluluğunda yaylı tanbur, refîk-i rebab, perdesiz gitar, perdesiz bas gitar, e-bow ve kopuz icracılığıyla yer aldı. Çağdaş Dönem bestecilik yaklaşımları, program müziği, müzik formları, müzik performansı ve eleştirisi gibi alanlarda yayınlar üretmiş olan Karadeniz; Çağdaş Türk Müziği ve Cumhuriyet Dönemi Klasik Türk Müziği bestecilerine odaklanan analitik çalışmalarını Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde sürdürmekte, bu kurumda ve Hacettepe Üniversitesi’nde “Geleneksel Müziğe Yaratıcı Bakış”, “Müzik Biçimleri”, “Müzikal Analiz”, “Çağdaş Türk Müziği’nde Bestecilik Yaklaşımları” ve “Çağdaş Türk Müziği’nin 60 Yılı: Ahmed Adnan Saygun” derslerini yürütmektedir.

 

Prof. Dr. Cenk Güray

 

Çalışma alanları “Teori ve icra açılarından makamsal müzik gelenekleri”, “Edvar Teorisi”, “Makam Analizinde Bilişim Uygulamaları” ve “bağlama icrası” üzerinde yoğunlaşan Cenk Güray, halen Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müzik Teorileri Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve aynı zamanda Anadolu Müzik Kültürleri Derneği’nin başkanlığını yürütmektedir.

 

Dr. Ferhat Çaylı

 

Hacettepe Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’nden 2009’da mezun olmuş, aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Teorileri Anabilim Dalında Yüksek Lisans (2014) ve Doktora (2019) derecelerini elde etmiştir. Halen, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müzik Teorileri Anabilim Dalında Doktor Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

 

 

Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları

Yazı dolaşımı