Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, Prof. Dr. Cenk Güray (Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı) ile yaptığı “Sanat-Müzik ve Kurumlarımız “konulu söyleşiye devam ediyoruz.
Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, Prof. Dr. Cenk Güray (Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı) ile yaptığı “Sanat-Müzik ve Kurumlarımız “konulu söyleşiye devam ediyoruz.
AY: Konservatuvarlar Başarılı mı? Bir Konservatuvarın, Düzenli Çalışan Topluluk/Orkestrası Olması; Okul, Öğr. Elm. ve Öğrenciler İçin Artı Bir Puan mıdır?
GÜRAY: Yine sadece kendi adıma cevap verebilirim bu soruya. Evet, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı kuruluş ilkeleri, bu ilkeleri günümüze taşıması ve geleceğe dair bir bu doğrultuda bir bakış açısı oluşturabilmesi dolayısıyla başarılıdır. Daha da başarılı olmak için çalışmaktadır. Konservatuvarımız içinde pek çok irili ufaklı oda müziği topluluklarının yanında Hacettepe Senfoni Orkestramız ile Hacettepe Gençlik Senfoni Orkestramızın mevcudiyetleri öğrencilerimizin eğitimleri için işaret ettiğiniz gibi olağanüstü bir imkanı var etmektedir. Bu anlamda orkestra şeflerimiz Prof.Rengim Gökmen’ e ve Prof. Dr. Burak Tüzün’e de şükranlarımı arz etmek isterim.
AY: Prof. Murat Salim Tokaç ile eş editörlüğünüzde bir akademik kadronun yazıları ve fikirsel emekleriyle vücut bulan ‘Anadolu ve Komşu Coğrafyalarda Makam Müziği Atlası’ adlı eser Atatürk Kültür Merkezi tarafından yayınlandı. “Anadolu’nun merkezi bir rol oynadığı ‘makam müziği’ kültürünün dünya müzik kültürü adına kadim, birleştirici ve aktarıcı rolünün daha belirginleşmesine mütevazı bir katkıda bulunabilir.” diyorsunuz. Anladığım kadarıyla “THM dizilerinin” de “Makam” adlarıyla söylenmesini/kabul edilmesini istiyorsunuz. Doğru mu anlamışım?
GÜRAY: Anadolu Müzik Kültürünün ortak bir teorik zemin üzerinde yükseldiğine inanıyorum. Bu yönüyle Anadolu’daki tüm geleneksel müzik eserleri Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal hocamızın da işaret ettiği gibi “makamlardan mayalanmış ezgilerden oluşur”. Bu yönüyle “halk müziği” ürünlerinin de “makamsal müzik özellikleri” taşıdığını ve makamlardan “mayalandığını” düşünüyorum. Makamları bir “dizi” ya da “bu diziyi takip” eden bir seyir olarak değil, “az sayıda sesten oluşan kalıpsal ezgi hareketleri” olarak tanımlıyorum. Bu yapılar Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal ile Prof.Dr. Okan Murat Öztürk’ün ortak ve bireysel çalışmalarında ve Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal ile yaptığımız ortak çalışmalarda “ezgi çekirdekleri” olarak anılmaktadır. Dolayısıyla makamları tarif etmek için Klasik Türk Müziği geleneğinde olduğu gibi bir oktavdan fazla bir alana yayılan ezgilere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Makamları kısa kalıpsal ezgilerle tanımlıyor, daha karmaşık ezgileri ise bu küçük kalıpların birleşimleri ile açıklıyorum/açıklıyoruz. Bu yüzden “halk müziği” alanında oluşan her ezgi de “makam dağarının” bir parçasıdır. Ancak, illa ki bir ezgiye bir makam adının verilmesinin zorunluluk da olduğunu düşünmüyorum, bazı yerel ezgi kalıpları “nazariyat kaynaklarının” dışında kalmış “yerel isimlendirilmeyle” anılabileceği gibi benzer kalıplar “işlevsel bazı yeni tanımlamalarla da” anılabilir. Önemli olan ezgileri yapısal özellikleri noktasında doğru bir biçime tanımlayabilme ve sınıflandırabilmedir. Yerel makamlarla ilgili son dönemlerde Alişan Budak ile Diyarbakır, Nuri Yılmaz ile Elazığ ve Aziz Erdoğan ile Tunceli Müzik Kültürleri üzerine yaptığımız çalışmaların böylesi noktaların tartışılmasında önemli olduğunu düşünüyorum.
AY: “THM, TSM, Tasavvuf Müziği, Mehter Müziği, THO v.b.” Zaten Geleneği Olan, Geleneği İçinde Barındıran Müziklerdir, O Nedenle, “Geleneksel” Kelimesinin Hepsinin Başına Eklenmesini Doğru Bulmuyorum. Siz, Sürekli Kullanıyorsunuz…Nerede Anlaşalım?
GÜRAY: Haklısınız, bunun yanında zaten her müzik kendine has bir gelenekten oluşur, oluşmalıdır. Kanımca, “geleneksel” diyerek özel bir alanı betimlemediğimiz bağlamlar dışında (örneğin Anadolu Geleneksel Müzikleri dediğimiz anda “Bin Yılın Mirası” olarak tanımladığım “kadim” teori geleneği üzerinde inşa edilmiş müzikleri kastettiğim gibi…) “geleneksel” kelimesini bahsettiğiniz kavramların önüne eklemeyebiliriz.
AY: YÖK ile MEB Müzik Programlarını İncelediğimizde, Özellikle Terminoloji de Anlaşamadıkları, Müzik Komisyonlarına Baktığımızda da Sürekli Aynı Kişilerin Görev Aldığı Görülüyor. Ne dersiniz?
GÜRAY: Bu alanlarda “terminoloji” konusunda uzlaşma olması gerekir, umarım en kısa sürede sağlanabilir. İlgili komisyonlarda görev yapan hocalarımızın meseleleri tüm müzik kurumlarını kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla inceleyerek, verimli çözüm yollarına mutlaka ulaşabileceklerine inanıyorum.
AY: Önemli Bilgiler İçin Teşekkür Ederiz.
GÜRAY: Ben teşekkür ederim, bana bu kıymetli imkânı sağladığınız için, saygılarımla,